Muhterem Nur, Müslüm Gürses ile yaptığı evlilikten hatırlanır, bu Nur’un hayatındaki çok küçük bir bölümdür.
Peki Muhterem Nur kimdir, nasıl bir hayatı oldu, kendisinden 22 yaş küçük olan Müslüm Gürses ile evlenmeden önce hayatında neler oldu. Her zamanki gibi önce Muhterem Nur’un söylediği Ömrümce Ağladım şarkısını bırakalım şuralara bir yerlere ve devam edelim.
Asıl ismi Aysel Muhterem Kısa idi. Daha doğmadan başlamıştı onun ağlaması demek yanlış olmaz.
Muhterem Nur’un doğumu ve çocukluğu
Yasak bir aşkın meyvesiydi. Kendisinin dahi adını bilmediği annesi, 16 yaşındayken, köyün öğretmenine kalbini kaptırır. Aşkı karşılık görünce, öğretmen ile birlikte olurlar. Annesi hamile kalır. Genç kadının kalbi rahattır. Çocuğun babası ile evlenebilirlerdi. Ama birleşmelerinin önüne engel çıktı: Sevdiği adam başka kadınla evliydi ve gerçeği ona söylememişti.
Genç kadının babası, Muhterem’in dedesi, durumu öğrenir ve kızını bir odaya kapatır. Olayın duyulmaması için kimseyle görüştürmez, sadece yeme içme ihtiyaçları için kendisi görüşür bu sürede kızıyla.

Muhteremin anlattığına göre bir yılbaşı gecesi, genç kadının doğum sancıları başlar, kapıyı vurur, seslenir etrafa ama kimse duymaz sesini. Tek başına o odada doğum yapar, doğumdan sonra da kendisi kan kaybından ölür.
Muhterem’in dedesi, yeni doğan bebeği bir ebeye verir ve kızının cenaze hazırlıklarına başlar. Ebe Raziye Hanım, komşusu olan dul bir kadına bebeği satar. Yeni anne kızın adını Olga koydu.
Muhterem’in öz teyzeleri de aynı köyde yaşadıklarından sürekli izlemişlerdir küçük kızın büyümesini. II. Dünya savaşının Makedonya’yı çok fazla etkilemesinden dolayı 1942’de bir kamyon kasasında küçük kızı da yanlarına alarak Türkiye’ye kaçarlar.

Teyzesi ve eniştesi İstanbul Eyüp’te bir gecekonduda bir ev kiralayıp orada yaşamaya başladılar. Tütün fabrikasında da çalışıyorlardı. Küçük kızın nüfus kaydı yapıldı. Kimliğe Aysel Muhterem Kısa ismiyle kaydedildi. Eyüp’te bir okula da yazdırıldı, daha sonraki bir röportajında, Muhterem Nur, okuldaki çocuklar bana ‘dilsiz’ ya da ‘gavur’ derlerdi demiştir.
Muhterem, 12 yaşındayken sokakta oynarken tanımadığı birisi tarafından tecavüze uğradı. Gözlerini açtığında, komşular tarafından getirildiği Balat Hastahanesinin Acil servisindedir.
Taciz eden bulunmamıştır, Muhterem de teşhis edememiştir. O dönem ağır bir travma ile yaşamak zorunda kalmıştır.
14 yaşında ilkokuldan mezun olunca eğitim hayatı da bitti Muhterem’in. Eyüp’teki bir dokuma fabrikasında işe girdi.
Muhterem Nur’un sinema serüveni
Türkiye Sinema’sının merkezi olan Beyoğlu’nda sinema dünyasına adım attı. Komşusu olan Yıldız Hanım ile birlikte Beyoğlu’na gitti. Film şirketleriyle oyunculuk için görüşmelere gitti. Bir çok yapımcı ve yönetmen ile orada tanıştı.
20’nin üzerinde filmde küçük roller aldı. Baş rolünde oynadığı ilk film ‘Boş Beşik‘tir. 1958’de çekilen ‘Üç Arkadaş’, Muhterem Nur’u geniş halk kitlelerine tanıttı.

Sinema hayatı boyunca canlandırdığı karakterler hayat hikayesi ile kendisine çok benziyordu. Ezilen, dışlanan, yok sayılan kadın portrelerine başarıyla yaşam verdi. Sinema hayatındaki başarısının sebebi de bundan kaynaklı olabilirdi.
Muhterem, bir röportajında ‘Bütün paramı gece hayatında asalaklarla harcadım.’ demiştir. Öyleki çok zor maddi sıkıntılar çekti, bir çok kez hacizle uğraştığı hatta 10 gün hapse girdiği bilinmektedir.
Türkiye sinemasının o dönem değişime uğraması, yıldız oyuncu odaklı sistemden vazgeçmesi ile Muhterem sinema sektöründe tutunamamıştır.
Muhterem Nur’un müzik serüveni
1965’lerde dans eğitimi almış, Anadolu turnelerinde ve İstanbul’daki eğlence mekanlarında dansözlük yapmıştır.
Bir dönem müzikle uğraşan Muhterem, İstanbul Plak’tan ‘Ömrümce Ağladım‘ isimli bir 45’lik yayınlar. 70’li yıllarda küçük gazinolarda ve Anadolu turnelerinde şarkı söylemeye devam etti.
Müslüm Gürses ile tanışmaları

Yine bir Anadolu turnesindeyken Müslüm Gürses ile tanışırlar, Malatya’da hayatının en önemli kararını verir. Turne arkadaşı, ‘Arabesk müziğin babası’ olarak bilinen Müslüm Gürses’in evlenme teklifini kabul eder.
5 Mayıs 1986’da Beykoz Evlendirme Memurluğu’nda nikâh masasına otururlar. Evlilikleri 3 Mart 2013’e, Müslüm Gürses’in ölümüne kadar sürdü.